İnfertilite

Bir çiftin 12 ay boyunca düzenli cinsel ilişkiye girdiği ve korunma yöntemi uygulamadığı halde hamile kalamama durumudur. Daha önce hiç gebelik oluşmamışsa primer (birincil) İnfertilite; canlı doğumla sonuçlansın ya da sonuçlanmasın en az bir gebelik oluşmuş ise sekonder (ikincil) İnfertilite olarak tanımlanır. 

Her 100 çiftten 15-20’sinde görülür. İnfertil çiftlerin sayısı, günümüzde, stresli yaşam koşulları, doğal olmayan beslenme, sigara alışkanlığı gibi sebeplere bağlı olarak artmıştır. Yaşın ilerlemesiyle beraber kadınlar doğurganlık şanslarını ciddi olarak kaybederler. Bu azalış 32-35 yaşlarına kadar çok belirgin olmasa da özellikle 38 yaşından itibaren hızla artar. 40’lı yaşlara gelindiğinde ise %75’e varan fertilite kayıpları gözlenir. Erkeklerde yaşın fertiliteye etkisi kadınlarda olduğu kadar belirgin değildir.

Kısırlığın nedeni, kadına veya erkeğe ait olabileceği gibi yüzde 10-15’lik hasta grubunda tüm araştırmalara rağmen hala bir neden bulunamadı.

 

Bir çiftin çocuk sahibi olabilmeleri için nelerin normal olması gerekir?

  1. Kadında yumurtlamanın (ovulasyon) düzgün olması
  2. Yumurta yumurtalıktan atıldığı zaman kadının tüpünün atılan yumurtayı yakalayıp içine alması
  3. Yumurtlama döneminde ilişkiye girilmiş olması
  4. Erkeğin sperm (meni) sayısının ve sperm hareketlilik ve şeklinin hamilelik oluşturmaya elverişli halde bulunması
  5. İlişkiye girildiğinde spermlerin hamile kalmaya yetecek kadar rahim ağzından içeri girebilmesi
  6. Spermlerin hareket ederek tüplere kadar ulaşması
  7. Tüp içinde yumurta ve spermin birleşmesi ve embriyo oluşması
  8. Oluşan embriyonun birkaç gün sonra rahme gelmesi
  9. Rahme geldiğinde rahmin bunu kabul edecek şekil ve hormonal yapıda olması. Rahme yerleşen bebeğin bölünmesinin iyi şartlarda olması ve yerleşen bebekte herhangi bir genetik (kalıtımsal) bozukluk olmaması gerekmektedir.

İnfertilite (kısırlık) tedavisine alınacak çiftlerde nelere bakılır?

Genel olarak üç ana faktör üzerinde tahliller yapıldıktan sonra tedaviye başlanır.
 
  • Yumurta ve yumurtlama varlığı: Genel olarak adetleri düzenli olan kadınların yumurtlamalarının var olduğu düşünülür. Ovulasyon varlığı hormonal testler ve ultrasonografi yardımıyla konur.
  • Sperm sayı ve şekillerinin hamilelik oluşturmaya yeterli sayı ve yapıda olması. Bu amaçla spermiogram testi istenir.
  • Yumurta ve spermi birleşmesini sağlayacak yollarda herhangi bir bozukluk ve tıkanıklık olmaması. Bu amaçla histerosalpingografi denilen kanal filmi çekilir. Bu işlem çoğunlukla anesteziye gerek kalmadan çekilebilirken, çok az hastada anestezi ihtiyaç duyulmaktadır.
Kadınlarda İnfertiliteye yol açan sebepler
Kadınlarda görülen kısırlık sebepleri arasında tüpteki tıkanıklık ve tüpün çeşitli nedenlerden dolayı tahrip olması, endometriosiz, adet döngüsünün düzensizliği, azalan yumurtalık rezervi, yumurtlama bozukluğu, polikistik over sendromu, erken menopoz, hormonal bozukluklar, geçirilmiş enfeksiyonlar ya da karın içi operasyonlar, karın içi yapışıklıklar, myomlar, kanser öyküsü ve kanser tedavisi gibi nedenler sayılabilir. Geç ergenlik, adet olamama, diabet, tiroid hastalıkları, prolaktin artışı, obezite, yanlış beslenme alışkanlıkları, stres, sigara tüketimi, yoğun kafein ve alkol kullanımı da infertiliteye yol açabilir.

Açıklanamayan İnfertilite

İnfertil çiftlerin yaklaşık % 5-10’unda tüm testler normal bulunmaktadır. Ancak bilinen tüm araştırmalara rağmen kısırlığı oluşturan neden ortaya çıkarılamamış ise, “açıklanamamış  infertiliteden” bahsedilir. Açıklanamayan infertilite tedavisinde, sınırlı başarılarla aşılama ve ovulasyon indüksiyonu uygulanmaktadır. Aşılama tedavisi ile deneme başına elde edilen gebelik oranı %10-15 civarındadır. İlk 3-4 denemeden sonra başarı oranı dramatik olarak azalır.

Şişmanlık, stres ve sigara gibi hayat tarzlarının infertilite (kısırlık) üzerine etkisi var mıdır?

 
Evet, vardır. Şişmanlığa sebep olan etkenler veya metabolik bir hastalığın varlığı, inflamatuar bir ortam yaratmakta, hormonal dengeyi bozmakta ve gebe kalmayı zorlaştırdığı gibi gebelik oluştuktan sonra da gidişatını etkilemektedir. 
 
Stres etkisiyle salgılanan kortizol gibi bazı hormonlar, vücudun tüm sistemlerini etkilediği gibi üreme sistemini de etkilemektedir. Çok yoğun stres altında olan kişilerde adet bozuklukları oluştuğu gibi zaman zaman tamamen adetten kesilme ve ovulasyon problemleri ortaya çıkarak gebeliğe engel olabilmektedir.
 
Sigaranın ise, yumurta oluşumunda hücrelere toksik etki ile ovum kalitesini bozduğu ve yumurtanın döllenmesini engellediği bilinmektedir. Ayrıca spermin özellikle hareketliliği üzerine ve spermin döllenme yeteneği üzerine negatif etkili olduğu bilinmektedir. Bu şekilde yoğun sigara kullanan kişilerde, sigara kullanmayanlara kıyasla gebelik oluşma şansı daha az, gebelik oluşsa bile erken dönemde düşük yapma sıklığı daha fazla görülmüştür.

Erken Yumurtalık Yetmezliği (POF) nedir?

Erken yumurtalık yetmezliği 40 yaşından önce yumurtalık fonksiyonlarının azalması durumudur. Erken yumurtalık yetmezliği bazı genetik hastalıklarda taşıyıcı olan kadınlarda daha sık görülmektedir. Sigara kullanımı, kanser tedavisi (radyoterapi-kemoterapi almış hastalar), obezite, D vitamini yetersizliği, stres, bazı antioksidanların yeteri kadar alınamaması ya da çeşitli toksik maddeler bu duruma yol açabilir. Erken yumurtalık yetmezliği tanısı alan bir hastanın ultrasonografide hala yumurtası tespit edilirse, yani yumurtalık rezervi tamamen bitmediyse çeşitli tedavi yöntemleri ile kaliteli yumurtalar elde edilebilir. Bu nedenle tüp bebek tedavisine zaman kaybetmeden geçilmelidir.

İnfertilitenin  psikolojik etkileri nedir?

İnfertil kadının suçluluk, değersizlik, şanssızlık, kaygı, öfke, yetersizlik duyguları yanında eşinin kendini terk etme korkusu ve toplumsal baskı gibi bir çok psikolojik sorunla baş başadır.Bu tanıyı alan kadınlarda depresyon kendini kapatma, toplumdan ayrışma, hayat enerjisinin kaybolması, cinsellikle ilgili sorunlara da yol açmaktadır.Hem kendine, hem de çocuklu çiftlere karşı öfke sıklıkla gelişen bir duygudur.Toplumsal ilişkilerden koparak, aşama sevinçleri azalmaktadır.
Ayrıca infertil çiftlerde erken boşalma, sertleşme problemleri, vaginismus, orgazm zorluğu, libidoda azalma gibi cinsel işlev bozuklukları da görülmektedir. Tüm bu süreçlerin çalışılması gebelik başarısını da arttıracaktır.

 

Kısırlık Testi Nasıl Yapılır?

Erkeklerde bu araştırma semen analizi ile yapılır. 3–4 günlük bir cinsel perhiz sonrası alınan sperm örneği mikroskop altında incelenir. Sperm sayısı, hareketliliği ve yapısı hakkında bilgi edinilir. Gerektiği hallerde antisperm antikoru da testlere eklenebilir.
 
Kadınlarda yumurtlamanın varlığı takip edilir. Adetin 2 ile 4 günleri alınan kan örneklerinde hormon profillerine bakılır.  Bazen hekiminiz yumurta gelişimini ve yumurtlamayı 1 ay boyunca yapacağı ultrason testleri ile gözlemek isteyebilir. Yumurtalık rezervleri değerlendirilir. Fallop tüplerinin açık ya da kapalı olması HSG olarak adlandırılan bir röntgen filmi ile kontrol edilebileceği gibi bazı durumlarda bu laparoskopi ile karın içinin kamera ile görüntülemesi sağlanabilir.

Kısırlık Nasıl Tedavi Edilir?

Hangi yöntemin önerileceği kararı yaşınız, daha önceden yaşanmış bir gebeliğinizin olup olmadığı, ne kadar süredir gebelik için emek harcadığınız bu bilgilerin ışığı altında, tüplerinizin, yumurta kalitenizin ve eşinizin sperm değerlendirilmesi sonrasında verilmektedir.
 
Düzenli adet gören kadınlarda her ay tek bir yumurta oluşur. tedavide dışardan verilen hormon ilaçları ile bu sayıyı artırılır. Her tedavi protokolü farklılıklar gösterebilir. Burada önemli olan kişiye uygun tedavi protokolünü seçmektir.

Aşılama (IUI)

Fertilizasyon alanındaki hareketli sperm sayısını arttırarak gebelik şansını arttırma hipotezine dayanan aşılama, yani intrauterin inseminasyon (IUI), önceden hazırlanmış spermin ovulasyona yakın dönemde uterin kaviteye verilmesi olarak tanımlanabilir. Bu işlem ovarian stimulasyonla beraber yapılabildiği gibi doğal siklusta da yapılabilmektedir.

Aşılama Tedavisi Kimlere Uygulanır? 

Aşılama için uygun hasta grupları; açıklanamayan infertilite, servikal faktör, hafif-orta düzeyde erkek faktörü, evre I-II endometriozis hastaları, ejakulatuar disfonksiyon, seksüel disfonksiyon ya da impotans gibi erkek infertilitesi olan hastalar ile ciddi vajinismusu olan hastalardır. Ayrıca, HIV gibi viral enfeksiyonlarda bulaş riskini azaltmak amacıyla aşılama tercih edilebilir. 
 
Genel olarak 40 yaş altı, sperm parametreleri normal olan ve en az bir tüpü açık olan çiftler için uygun bir yöntemdir.

Aşılama Tedavisi Nasıl Uygulanır? 

Adetin 2-3 gününde yapılan ultrasonografide o ay tedaviye başlamaya engel bir durum saptanmazsa, ağızdan alınan ilaçlar ya da düşük doz iğneler ile oosit gelişimi desteklenir. Takipte 1-3 adet follikül uygun boyutlara geldiğinde (17-20mm) ovulasyon tetiklenir. Tetiklemeden 34-37 saat sonra işlem yapılmaktadır. Çoğul gebeliklerin anne ve yenidoğan için taşıdığı riskler nedeniyle 3’ten fazla follikül gelişiminde işlemin iptal edilmesi uygundur. İşlem günü alınan ya da öncesinde dondurulmuş sperm örneği laboratuvarda yıkama işlemlerinden geçirilir. 
 
Hareket ve  morfoloji açısında daha iyi durumda olanlar seçilerek 0.5-1 cc’lik bir konsantrasyon hazırlanır. Ardından ince bir kateter serviksten nazikçe geçirilerek spermlerim tam yumurtlama zamanında uterusa ulaşması sağlanır. İşlemden sonra hasta normal yaşantısına dönebilir. IUI’dan 12-14 gün sonra gebelik testi yapılır.

Aşılama Tedavisinde Başarıyı Artıran Faktörler Nelerdir? 

Aşılama sonrası gebelik oranları yüzde 10-20 arasında değişmektedir. Bu oran kadın yaşına, infertilite süresine, sperm sayısına ve yumurtalık rezervine göre değişmektedir. Çalışmalar, erkek faktörü olan çiftler dışında aynı siklusta iki kez IUI yapılmasının gebelik oranlarını arttırmadığını göstermiştir. Yine araştırmalar, gebelik oranlarının ilk 2-3 denemede daha yüksek olduğunu, diğer denemelerde başarıda anlamlı bir artış olmadığını bildirmektedir.

Cerrahi Yaklaşımlar

Laparoskopi yöntemigenel anestezi altında göbek deliğinin içinden veya göbek deliğinin altından yapılan 1 cm’lik kesi ile karın içine bir kamera yardımıyla girilir. Burada batının içerisinin rahim, yumurtalık ve tüpleri ilgilendiren hastalık veya sorunlar doğrudan gözlemlenebilir. Laparoskopi hem tanı hem de tedavi amaçlı yapılmaktadır.
 
Burada karın içi yapışıklıklar değerlendirilir, kapalı olan tüpler açılabilir, hasarlı tüp yapıları, yumurtalık kistleri ya da çikolata kistleri, myomlar tedavi edilebilir.
 
Histeroskopi: Histeroskop cihazı ile rahim içi görüntülenerek miyom, polip ve rahim içi perde ilgili sorunların teşhisi ve eş zamanlı müdahale ile tedavisi yapılabilir.

Tüp Bebek (IVF) Tedavisi

En çok bilinen infertilite tedavisidir. Tüp bebek tedavisi, çocuk sahibi olmakta zorluk çeken çiftlerin çocuk sahibi olmaları için yapılan bir dizi işleme verilen isimdir. Tüp bebek (IVF) tedavisinin bazı aşamaları bulunmaktadır.
 
  1. Dışarıdan verilen ilaçlar ile birden fazla yumurtanın geliştirilmesi.
  2. Yumurta gelişiminin birkaç gün aralıklarla yapılan ultrason muayeneleri ile kontrol edilmesi.
  3. Yumurta folikülleri yeterli boyuta ulaştığında vajinal ultrason eşliğinde yumurtaların toplanması. Bu işlem genellikle anestezi altında yapılmaktadır.
  4. Toplanan yumurtaların laboratuvar ortamında sperm ile birleştirilerek embriyo elde edilmesi.
  5. Embriyo gelişiminin takip edilmesi ve yeterli olgunluğa ulaştığında rahim içine transfer edilmesi. Transfer işlemi ağrısızdır ve anestezi verilmesine gerek yoktur.